7 Mayıs 2008 Çarşamba

sevgili blog (günlük )

sevgili blogum...
bu sabah yani sabah dediğim 11:30 civarları uykumdan uyandım, her zaman olduğu gibi daha uykunun mayhoşluğunu üzerimden atamadan bildiğim bütün küfürleri saymış olduğumu fark ettim.
ettiğim küfürler kafi gelmemiş olacak ki; yenilerini öğrenmek için tek göz kapalı seke seke bilgisayarımın power tuşuna bastım ve yine seke seke mutfağa seyirttim.
uyanmak adına ilk eylemimi gerçekleştirerek kahvemi hazırlamaya koyuldum...
ettiğim küfürlerin devamı olaraktan hazırladığım kahve ile sigaramı yakıp cam kenarına kuruldum...(bu gidişle ülser olmam yakındır ). kişisel ihtiyaçlarımı karşılamamı müteakiben 8-) hali hazırda power düğmesine basılmış olan bilgisayarımın başına geçtim.
mailler , bloglar falan derken küçük bir gezinti gerçekleştirdim...
saate baktım saat 12:39 du.
neden sonra blogumu ihmal ettiğim düşüncesine kapıldım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim...
yazacak konu bulamadığımdan dolayı bomboş olan vatana yararlı hiçbir şeyin yapılamayacağı bu günümü bütün ayrıntılarıyla buraya aksttirmeye karar verdim.
yaklaşık 10 dakikadır yazıyorum şimdi bu yazıyı kaydediyorum ve boş günümün keyfini çıkartmaya ! devam ediyorum.
keyfime göre ilerleyen saatlerde ekleme yapabilirim...
saat 12:54 olmuş.

günün geri kalanında başka gol olmadığından takımlar sahadan birer puanla ayrıldılar...



4 Mayıs 2008 Pazar

yaz bunu yazamaz mısın :)

cuma gecesi taxi bardaydık leed guitarist majestic bilmemne ,
ismini yine unuttum onun davulcu arkadaşı ,sevgili born_to_rock sami ve onun arkadaşlarıyla...

aaa tesadüfe bakın bir baktık sahnede can güney,can ergenler bir davulcu ve bir de turkey börkın (bülbül sesli aslan ) dan oluşan Can Güney project sistemleri ltd şti...:)

mekanın ortamını şöyle kısaca bir aktarmam gerekirse ;

havalandırma yok servis yok , oturacak yer yok,sigara dumanı çok .

hem küçük bir mekan hem de içeride hoplayıp zıplayan koca dötlü gothik kızlar olunca biz de epey daraldık haliyle :)

neyse uzztmaya gerek yok adım bile atamadığımız mekanda can güney project in gevurca şarkılarını dinledik dinledik durduk .

zaten çoğu şarkıda ritimler kaçtı sololar yanlış atıldı falan filan...

onlar da fark ettiler galiba erken bitti konser.

ondan sonra daha önceden planladığımız gibi tophane ye inelim dedik bakalım ne var ne yok...

ama sami nin sabah toplantısı olduğundan kendisi bize katılamadı ve arkadaşlarıyla evinin yolunu tuttu, buradan kendisine hayırlı yolculuklar dileyip (adam şimdi dönmüştür bile ) en kısa zamanda dönmesini temenni ediyorum.

neyse ben, emre ve emrenin davulcusu (ismi hatırladım Atalay :) ) geleneksel besinimiz olan patsoyu mideye indirdikten sonra ufak bir kararsızlıktan sonra tophaneye beyoğlu nun arka sokaklarından yürüyerek inmeye karar verdik...



dötümüz uçbuçuk ata ata bildiğimiz bütün duaları içimizden söyleyerek nihayet tophaneye tek parça ulaştık :)

nargilemizi çayımızı söyledik sohbetimizi muhabbetimizi yaptık.

bol bol turkıy börkın ın kulaklarını çınlattık . tavlayı emre nin koltuğunun :) altına verdim.

iyi ki bir blogumuz var; emre bey bütün gece bunu da bloga yaz bunu da yazarsın bunu da yazarsın diye konuşup durdu.

al işte lan hepsini yazdım.

başın ğöge erdi mi :)

yok belki de arada yazamadığım olmuştur o kadar da olsun yani 8-)

neyse memonun maçının ilk devresini de izledikten ve ciğerlerimizi 5 saat nargile ile doldurduktan sonra nihayet sabah oldu .
geldiğimiz yoldan bu sefer İstiklal e geri döndük.
kahvaltı vs vs derken bizim aklı evvellerin aklına sabahın köründe stüdyoya girmek geldi.
daha önceden elimizde bulunan kartla stüdyo sahibi abiyi telefonla taciz edip uyandırdık , gel lan biz stüdyoya giricez dedik.
allahtan adam sakin biri çıktı da küfür etmedi :)
neyse efendim adam evinden gelip stüdyoyu açtı sabahın köründe stüdyoya da girdik onu da yapmış olduk :)
daha sonra mı ?
sonrası yok evimize gittik yattık uyuduk
onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine ...

adı muallak olarak geçenler

turkey börkın : Burkan TÖRÜN
emrenin davulcusu : Atalay