sabah sabah gözlerimi açar açmaz şarkı söylemeye başladım (sabah dediğim 14:00 ).
dilime takılan şarkı Mazhar Alanson dan "hamak".
sonra kısa bir düşünceden sonra şarkıyı bu gece rüyamda da gördüğümü bir flasback misali anımsadım.
bir lise arkadaşımla sokaklarda boş boş dolanıyoruz ve bu şarkıyı söylüyoruz.
bir anlam veremedim tabi.
ama şarkının bazı sözleri de çok manidar geldi...
...
bir tuhaf bunalım bu egom ağlar
bilirim beyhudedir bu itiraflar
duvardaki sloganlar reklamlara dönüştü
randımanlı gitmiyor işler eskiden olduğu gibi
şu garip halim sonunda buralara benzedi
sanki birşeyler olmuyor
tam şeklini almıyor
randımanlı gitmiyor işler eskiden olduğu gibi
şu garip halim sonunda buralara benzedi
ne yapsam ne yapsam
bir hamak alıp sallansam
kurtulurmuyum bunalımdan
hamakta sallansam
ne kadar enteresan!
şarkı hala dilimdeki varlığını sürdürüyor, bir yandan dinliyor bir yandan da söylüyorum.
Ne kadar enteresan.
29 Kasım 2008 Cumartesi
en yakınımdaki kitap { zevkli bir oyun }
bir mimleme hadisesine rast geldim sLn in ve a.nur un bloglarında.
oyun ilginç geldi ve katılmak istedim.
en yakınımızdaki kitabı alıyormuşuz , 56. sayfayı açıp 5. cümleyi yazıyormuşuz, olay bundan ibaretmiş.
neyse en yakınımda yatağımın başucunda osmanlı padişahları ile ilgili ansiklopedik tarzda yazılmış yayınlar vardı onları görmezden geldim :)
girişteki etejerin üstünde birkaç kitap vardı bende ilk elime geleni aldım.
şansımıza Orhan Kemal in güzel bir eseri olan "Bereketli Topraklar Üzerine" çıktı.
56. sayfayı açtım ve 5. cümleyi aynen yazıyorum.
"işe alıştıkça kaşınma,boğazındaki gıcıklanma geçti , o kadar ki ; kozaları çuvalıyla alıp makinenin ağzından dökerken,gözleri çevrede dolaşmaya , kapıdan dışarılara , dışarıdaki çırçır makinelerinin üzerindeki başörtülü kadınlara, saçılan pamukları uzun saplı süpürgeleriyle toplayan kızlara ilişip tatlı tatlı iç çekmeye başladı."
bu cümlede kendimden birşeyler gördüm diyebilirim.
yeni bir iş öğrenirken yaşadığım zorlukların , tedirginliklerin ,beceriksizliklerin , ürkekliklerin tecrübe kazandıkça nasıl da aştığımı anımsadım.
hatta aşmakla kalmayıp işin iyice ehli olduktan sonra o ilk anki hevesin çabanın nasıl söndüğünü, işin ehli olsan bile o ilk seferki heyecandan eser kalmadığını ve tabiri caizse elin işte gözün oynaşta bir tavır takındığını dehşetle gördüm :)
bu insanoğlunun doğasında var !
neyse bizden sonra oyunu devam ettirmek isteyenler için kuralları copy-paste yapalım :)
* Kendinize en yakın kitabı alın.
* Sayfa 56yı açın. Beşinci cümleyi bulun.
* Cümleyi bu kurallar ile birlikte yayınlayın.
* En sevdiğiniz, en moda veya en entelektüel kitabı seçmeyin: en yakınınızdakini alın
oyun ilginç geldi ve katılmak istedim.
en yakınımızdaki kitabı alıyormuşuz , 56. sayfayı açıp 5. cümleyi yazıyormuşuz, olay bundan ibaretmiş.
neyse en yakınımda yatağımın başucunda osmanlı padişahları ile ilgili ansiklopedik tarzda yazılmış yayınlar vardı onları görmezden geldim :)
girişteki etejerin üstünde birkaç kitap vardı bende ilk elime geleni aldım.
şansımıza Orhan Kemal in güzel bir eseri olan "Bereketli Topraklar Üzerine" çıktı.
56. sayfayı açtım ve 5. cümleyi aynen yazıyorum.
"işe alıştıkça kaşınma,boğazındaki gıcıklanma geçti , o kadar ki ; kozaları çuvalıyla alıp makinenin ağzından dökerken,gözleri çevrede dolaşmaya , kapıdan dışarılara , dışarıdaki çırçır makinelerinin üzerindeki başörtülü kadınlara, saçılan pamukları uzun saplı süpürgeleriyle toplayan kızlara ilişip tatlı tatlı iç çekmeye başladı."
bu cümlede kendimden birşeyler gördüm diyebilirim.
yeni bir iş öğrenirken yaşadığım zorlukların , tedirginliklerin ,beceriksizliklerin , ürkekliklerin tecrübe kazandıkça nasıl da aştığımı anımsadım.
hatta aşmakla kalmayıp işin iyice ehli olduktan sonra o ilk anki hevesin çabanın nasıl söndüğünü, işin ehli olsan bile o ilk seferki heyecandan eser kalmadığını ve tabiri caizse elin işte gözün oynaşta bir tavır takındığını dehşetle gördüm :)
bu insanoğlunun doğasında var !
neyse bizden sonra oyunu devam ettirmek isteyenler için kuralları copy-paste yapalım :)
* Kendinize en yakın kitabı alın.
* Sayfa 56yı açın. Beşinci cümleyi bulun.
* Cümleyi bu kurallar ile birlikte yayınlayın.
* En sevdiğiniz, en moda veya en entelektüel kitabı seçmeyin: en yakınınızdakini alın
28 Kasım 2008 Cuma
kamyonlar kavun taşır...
bir Cahit Külebi şiirinde geçen sözlerin çok sevdiğimiz bir müzisyen abimiz Yaşar Kurt tarafından bestelenmesiyle ortaya çıkan bir şarkıdır "kamyonlar kavun taşır"
çok iyi hatırlarım bir dönem epey geyiğini döndürmüştük arkadaşlar arasında.
ee kamyonlar kavun taşıyosa taşıyo nedir yani gibi yorumlarımız olmuştu hatta o dönem bir abimiz bizi duygusuzlukla itham etmişti :)
uzun lafın kısası işte "kamyonlar kavun taşır"
kamyonlar kavun taşır
ben hep seni düşünürdüm
niksar’da evimizde
küçük bir kuş kadar hürdüm
artık bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti
kamyonlar kavun taşır
içimdeki şarkı bitti
kamyonlar yine kavun taşır
içimdeki şarkı bitti
ve işte bulunması neredeyse imkansız olan bir canlı performans.
Yaşar Kurt ve gitarı-"kamyonlar kavun taşır"
çok iyi hatırlarım bir dönem epey geyiğini döndürmüştük arkadaşlar arasında.
ee kamyonlar kavun taşıyosa taşıyo nedir yani gibi yorumlarımız olmuştu hatta o dönem bir abimiz bizi duygusuzlukla itham etmişti :)
uzun lafın kısası işte "kamyonlar kavun taşır"
kamyonlar kavun taşır
ben hep seni düşünürdüm
niksar’da evimizde
küçük bir kuş kadar hürdüm
artık bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti
kamyonlar kavun taşır
içimdeki şarkı bitti
kamyonlar yine kavun taşır
içimdeki şarkı bitti
ve işte bulunması neredeyse imkansız olan bir canlı performans.
Yaşar Kurt ve gitarı-"kamyonlar kavun taşır"
27 Kasım 2008 Perşembe
mimlenme olayı...
vodoo girl tarafından mimlenmişiz .
blog terimleriyle pek haşır neşir olmadığımdan dolayı ilk başta anlamadım nedir bu mimlenmek ne menem birşeydir diye.
anladığım kadarıyla bir konu seçiliyor ve yazar yazısını yazıyor.daha sonra dur bir atraksiyon yapalım bu konuyu başkalarına da yazdıralım diyor ve o kişiyi mimliyor sonra o da bir yazı yazıyor başkasını mimliyor bu böyle sürüp gidiyor :)
inşallah doğru anlamışımdır :)
neyse konuya geçelim artık.
konumuz garip huylarımız.
başlayalım bakalım aklımıza geldiğince...
-ayakkabı bağcıklarımı bağlamayı sevmem sürekli çözülmüş bir halde dolaşırım.
arkadaşlarım dostlarım ailem ve hatta beni tanımayanlar sürekli uyarırlar bağcığın çözülmüş bağla düşersin diye . beni düşünmelerine rağmen ben onlara "kıl" olurum.sanane lan benim ayakkabı bağcığımdan derim içimden ama dışımdan söyleyemem , duyulmayacak bir tonda mıy mıy birşeyler söylerim ve yine bağlamam :)
-galatasaray maçlarını iki elim kanda olsa bile bir şekilde izlerim.
ben maçı izleyemezsem takımın 10 kişi oynayacağını düşünürüm.izlersem yeneceğimizi düşünürüm.
-maç izlerken konuşmam, konuşan insandan da nefret ederim. sanki ben konsantrasyonumu sağlayamazsam takım pres yapamıyor gibi gelir bana.
-hiçbirşey almayacağımı bile bile sırf iş olsun diye markete gidip gezerim.
alakasız alakasız şeylere bakınırım,bakınmakla kalmam hepsini ellerim :)
-sLn le bire bir aynı olarak evden çıkmadan önce ceplerimi defalarca yoklarım.
anahtarımı, cüzdanımı , mp3 playerımı , akbilimi kontrol ederim.
asansöre binerim tekrar kontrol ederim , asansörden inerim tekrar kontrol ederim.
ve sonunda ister inanın ister inanmayın mutlaka birşey eksik çıkar ve ben eve tekrar dönmek zorunda kalırım.
-dışarıya çıkarken havanın nasıl olduğuna bakmam.dışarı çıkarım üşüyorsam eve gelip kalın birşeyler giyerim, değilse basar giderim.
-nedendir bilinmez aradığım birşeyi hep en son baktığım yerde bulurum.
misal otobüse binicem ve akbilimi arıyorum.
benim genelde 8 tane cebim olur.bütün ceplerimi ararım ama ne hikmetse akbil hep en son baktığım cepten çıkar.
bu süre zarfında akbili bulacağım kesin olsa bile çok heyecanlanırım :)
-okula önemli bir evrak götürüyorsam (ödev, staj defteri vs ...) vapurla gitmemeye özen gösteririm.
vapurla gidersem de iskeleden uzak dururum.
elimdeki evrakı denize düşürmekten korkarım 8-)
-ders çalışmam gerekiyorsa ya çişim gelir ya da susarım.bazen her ikisi birden olur. (evet, hala )
-çokoprensin yanında ayran içerim ! (mide meselesi kardeşim,kro falan demeyin özel anlamı var )
-otobüste karşılıklı koltuklarda karşıma birisi oturduğunda (bir hanımefendi mesela )
çok tedirgin olurum, yüzüne falan bakamam :S.
bakışlarımı bir tarafa fikslerim boynumu bükerim ve boynum tutulur.
-iki senelik okulu dört senede bitiririm :(
sınava bir hafta kala daha bugün var daha yarın var diye diye sınav gününü getiririm.
-ösese ye girerim.sayısal öğrencisi olduğum halde sözel yapar çıkarım ! fizik , kimya bünyeyi kasar :)
- zevk olsun diye kapesese ye girerim.düşük puan alırsam üzülürüm.
-rakı, vodka viski içerim bana mısın demez ama 1 birayla kafayı bulabilirim.
sarhoş olduğumda normalde yapmayacağım bir ton şey yaparım ama sabah hepsini en ince ayrıntısına kadar hatırlarım.
-moralim bozuksa kadınlar gibi saçımla oynarım.sakalımla uğraşırım.traş olmam hajı baba olurum, sokaktan geçen hajılar selam verir ama ben oralı olmam.
düşünsem belki daha uzar ama yeter bu kadar :)
son olarak sanırım benim de birilerini mimlemem gerekiyor.
buralarda çok tanıdğım yok ama mimleyelim birilerini belki yazarlar .
....Ah ayrodinamik Yar....
Keşfedi-Yorum, Keşfediyorum
blog terimleriyle pek haşır neşir olmadığımdan dolayı ilk başta anlamadım nedir bu mimlenmek ne menem birşeydir diye.
anladığım kadarıyla bir konu seçiliyor ve yazar yazısını yazıyor.daha sonra dur bir atraksiyon yapalım bu konuyu başkalarına da yazdıralım diyor ve o kişiyi mimliyor sonra o da bir yazı yazıyor başkasını mimliyor bu böyle sürüp gidiyor :)
inşallah doğru anlamışımdır :)
neyse konuya geçelim artık.
konumuz garip huylarımız.
başlayalım bakalım aklımıza geldiğince...
-ayakkabı bağcıklarımı bağlamayı sevmem sürekli çözülmüş bir halde dolaşırım.
arkadaşlarım dostlarım ailem ve hatta beni tanımayanlar sürekli uyarırlar bağcığın çözülmüş bağla düşersin diye . beni düşünmelerine rağmen ben onlara "kıl" olurum.sanane lan benim ayakkabı bağcığımdan derim içimden ama dışımdan söyleyemem , duyulmayacak bir tonda mıy mıy birşeyler söylerim ve yine bağlamam :)
-galatasaray maçlarını iki elim kanda olsa bile bir şekilde izlerim.
ben maçı izleyemezsem takımın 10 kişi oynayacağını düşünürüm.izlersem yeneceğimizi düşünürüm.
-maç izlerken konuşmam, konuşan insandan da nefret ederim. sanki ben konsantrasyonumu sağlayamazsam takım pres yapamıyor gibi gelir bana.
-hiçbirşey almayacağımı bile bile sırf iş olsun diye markete gidip gezerim.
alakasız alakasız şeylere bakınırım,bakınmakla kalmam hepsini ellerim :)
-sLn le bire bir aynı olarak evden çıkmadan önce ceplerimi defalarca yoklarım.
anahtarımı, cüzdanımı , mp3 playerımı , akbilimi kontrol ederim.
asansöre binerim tekrar kontrol ederim , asansörden inerim tekrar kontrol ederim.
ve sonunda ister inanın ister inanmayın mutlaka birşey eksik çıkar ve ben eve tekrar dönmek zorunda kalırım.
-dışarıya çıkarken havanın nasıl olduğuna bakmam.dışarı çıkarım üşüyorsam eve gelip kalın birşeyler giyerim, değilse basar giderim.
-nedendir bilinmez aradığım birşeyi hep en son baktığım yerde bulurum.
misal otobüse binicem ve akbilimi arıyorum.
benim genelde 8 tane cebim olur.bütün ceplerimi ararım ama ne hikmetse akbil hep en son baktığım cepten çıkar.
bu süre zarfında akbili bulacağım kesin olsa bile çok heyecanlanırım :)
-okula önemli bir evrak götürüyorsam (ödev, staj defteri vs ...) vapurla gitmemeye özen gösteririm.
vapurla gidersem de iskeleden uzak dururum.
elimdeki evrakı denize düşürmekten korkarım 8-)
-ders çalışmam gerekiyorsa ya çişim gelir ya da susarım.bazen her ikisi birden olur. (evet, hala )
-çokoprensin yanında ayran içerim ! (mide meselesi kardeşim,kro falan demeyin özel anlamı var )
-otobüste karşılıklı koltuklarda karşıma birisi oturduğunda (bir hanımefendi mesela )
çok tedirgin olurum, yüzüne falan bakamam :S.
bakışlarımı bir tarafa fikslerim boynumu bükerim ve boynum tutulur.
-iki senelik okulu dört senede bitiririm :(
sınava bir hafta kala daha bugün var daha yarın var diye diye sınav gününü getiririm.
-ösese ye girerim.sayısal öğrencisi olduğum halde sözel yapar çıkarım ! fizik , kimya bünyeyi kasar :)
- zevk olsun diye kapesese ye girerim.düşük puan alırsam üzülürüm.
-rakı, vodka viski içerim bana mısın demez ama 1 birayla kafayı bulabilirim.
sarhoş olduğumda normalde yapmayacağım bir ton şey yaparım ama sabah hepsini en ince ayrıntısına kadar hatırlarım.
-moralim bozuksa kadınlar gibi saçımla oynarım.sakalımla uğraşırım.traş olmam hajı baba olurum, sokaktan geçen hajılar selam verir ama ben oralı olmam.
düşünsem belki daha uzar ama yeter bu kadar :)
son olarak sanırım benim de birilerini mimlemem gerekiyor.
buralarda çok tanıdğım yok ama mimleyelim birilerini belki yazarlar .
....Ah ayrodinamik Yar....
Keşfedi-Yorum, Keşfediyorum
kızınızı yiyolar beyfendi acele yetişin !
engin jurnal in dediği gibi gün geçmiyor ki güzel ülkemizde bir gariplik daha yaşanmasın sayın okuyucular.
avcılar da bir öğrenci yurdunun müdiresi kız öğrencilerden birinin boynundaki ve yüzünde kızarıklıklar olduğunu farkediyor sorup soruşturmadan tespitini yapıyor ve kızın aydın da ikamet eden babasını arıyor aynen şöyle diyor.
kızınızın yüzünde ve boynunda morluklar var kızınız erkeklerle yatıyor !
kızınızı yurttan atıyoruz.
amcam hemen kızını buluyor ve iddiaları soruyor.
kızımız olayı reddedip kızarıklığın sebebini kız arkadaşıyla şakalaşması olduğunu gösteriyor.
baba da kızını alıp iki ayrı hastaneden bekaret raporu alıyor ve yetkili birimlere şikayette bulunuyor.
bize de yüzdeki kızarıklığa bakarak kızın erkeklerle yattığını anlayan müdirenin zekasını ,kızına inanmayıp bekaret testi yaptıran babanın düşünce yapısını tebrik etmek kalıyor!!!
bu örnek de ülkemizde kadına bakışın somut bir örneğini tekrar ve tekrar gözlerimizin önüne seriyor.
buyrun haberin linki : http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=1021484&Date=27.11.2008&b=Kiz%20yurdunda%20bekaret%20testi&ver=76
avcılar da bir öğrenci yurdunun müdiresi kız öğrencilerden birinin boynundaki ve yüzünde kızarıklıklar olduğunu farkediyor sorup soruşturmadan tespitini yapıyor ve kızın aydın da ikamet eden babasını arıyor aynen şöyle diyor.
kızınızın yüzünde ve boynunda morluklar var kızınız erkeklerle yatıyor !
kızınızı yurttan atıyoruz.
amcam hemen kızını buluyor ve iddiaları soruyor.
kızımız olayı reddedip kızarıklığın sebebini kız arkadaşıyla şakalaşması olduğunu gösteriyor.
baba da kızını alıp iki ayrı hastaneden bekaret raporu alıyor ve yetkili birimlere şikayette bulunuyor.
bize de yüzdeki kızarıklığa bakarak kızın erkeklerle yattığını anlayan müdirenin zekasını ,kızına inanmayıp bekaret testi yaptıran babanın düşünce yapısını tebrik etmek kalıyor!!!
bu örnek de ülkemizde kadına bakışın somut bir örneğini tekrar ve tekrar gözlerimizin önüne seriyor.
buyrun haberin linki : http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=1021484&Date=27.11.2008&b=Kiz%20yurdunda%20bekaret%20testi&ver=76
26 Kasım 2008 Çarşamba
sonsuz döngü
alttan yavaş yavaş veriyorlar gerilim müziğini...
aceleyle pişirmek zorunda olduğunuz bir yemeğin altını sonuna kadar açmak gibi...
yine aynı duyguları yaşıyorum aynı anda.
gözler kısılmış yine gözkapakları açılmak bilmiyor.
hissediyorum güzel şeyler olmayacak.
bu ne kadar böyle sürecek bilmiyorum
evet bugün var ama peki yarın...
arasıra müzik biter gibi oluyor,korkuyorum.
sonra tekrar ve tekrar...
sonsuz bir döngüdeyim sanki
ama biliyorum o müzik birgün bitecek
bitmesini istesem de istemesem de...
aceleyle pişirmek zorunda olduğunuz bir yemeğin altını sonuna kadar açmak gibi...
yine aynı duyguları yaşıyorum aynı anda.
gözler kısılmış yine gözkapakları açılmak bilmiyor.
hissediyorum güzel şeyler olmayacak.
bu ne kadar böyle sürecek bilmiyorum
evet bugün var ama peki yarın...
arasıra müzik biter gibi oluyor,korkuyorum.
sonra tekrar ve tekrar...
sonsuz bir döngüdeyim sanki
ama biliyorum o müzik birgün bitecek
bitmesini istesem de istemesem de...
yuh artık
bir öncki yazımda birbirinden değerli bayan vokallerimizin içerisinde olduğu ve kadına yönelik şiddete karşı duran bir albümden bahsetmiştim.
bu yazının üzerinden bir gün geçmedi ki bir video ya rastladım...
güzel yurdumuzun bir düğününden bir kesit...
aslında ben yorum yapmak istemiyorum gülsem mi ağlasam mı karar veremedim.
bir de siz bakın bakalım.
ben sadece y.u.h diyebiliyorum.
bu yazının üzerinden bir gün geçmedi ki bir video ya rastladım...
güzel yurdumuzun bir düğününden bir kesit...
aslında ben yorum yapmak istemiyorum gülsem mi ağlasam mı karar veremedim.
bir de siz bakın bakalım.
ben sadece y.u.h diyebiliyorum.
25 Kasım 2008 Salı
kadına yönelik şiddete karşı Güldünya şarkıları
Türkiye'nin en önemli kadın vokalleri "Güldünya Şarkıları" albümü için bir araya geldi. Genç yaşta ailesinin istemediği biriyle birlikte olduğu için sokak ortasında kurşunlanan ve ölmeyince ağabeyleri tarafından hastanede öldürülen Güldünya Tören, kadına yönelik şiddetin sembolü oldu. Bu yüzden de kadına yönelik şiddete karşı yapılan bu albüme de ismini verdi.
Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nazan Öncel, Emel Müftüoğlu, Aynur, Zuhal Olcay, Aylin Aslım, Nilüfer, Şebnem Ferah, Şevval Sam, Rojin, Ayten Alpman ve Funda Arar'ın yorumladığı eski ve yeni şarkılardan oluşan albüm DMC etiketiyle müzik marketlerdeki yerini alacak.
Albümde Nazan Öncel bir işçi kızının hikayesini anlatan "Leyla", Ajda Pekkan Şehrazat imzalı "Kadın Dediğin", Şevval Sam ise sözü ve müziği kendisine ait "Kibritçi Kız" isimli yeni şarkılarıyla yer aldılar.
Sezen Aksu Aylin Aslım'ın "Güldünya"sını, Aylin Aslım Nilüfer'in "Karar Verdim"ini, Nilüfer Ajda Pekkan'ın "Sana Ne Kime Ne"sini, Şebnem Ferah Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz"ini , Rojin Şebnem Ferah'ın "Sil Baştan"ını, Funda Arar Zuhal Olcay'ın "Dünden Sonra Yarından Öncesi"ni, Zuhal Olcay da Funda Arar'ın "Neyse"sini yeniden yorumladı. Ayten Alpman "Ve Tanrı Kadını Yarattı" isimli şarkısını 40 yıl sonra yeniden seslendirirken, Aynur da eski bir Kürt ezgisi olan "Qumrike / Kumrucuk" ile albüme katkıda bulundu.
Sezen Aksu Aylin Aslım'ın "Güldünya"sını, Aylin Aslım Nilüfer'in "Karar Verdim"ini, Nilüfer Ajda Pekkan'ın "Sana Ne Kime Ne"sini, Şebnem Ferah Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz"ini , Rojin Şebnem Ferah'ın "Sil Baştan"ını, Funda Arar Zuhal Olcay'ın "Dünden Sonra Yarından Öncesi"ni, Zuhal Olcay da Funda Arar'ın "Neyse"sini yeniden yorumladı. Ayten Alpman "Ve Tanrı Kadını Yarattı" isimli şarkısını 40 yıl sonra yeniden seslendirirken, Aynur da eski bir Kürt ezgisi olan "Qumrike / Kumrucuk" ile albüme katkıda bulundu.
Albümün açılış şarkısı "Kadınlar Vardır" ise bir kadın marşı. Güncel Hukuk Dergisi Yazıişleri müdürü, avukat Filiz Kerestecioğlu'na ait marş, Mustafa Ceceli aranjesiyle Nazan Öncel, Aylin Aslım, Aynur, Nilüfer, Zuhal Olcay, Sezen Aksu ve Rojin'in bir araya gelerek oluşturduğu koro tarafından seslendirildi.
Kadınlar Vardır / Koro
Güldünya / Sezen Aksu
Kadın Dediğin / Ajda Pekkan
Leyla / Nazan Öncel
Adım Kadın / Emel Müftüoğlu
Neyse / Zuhal Olcay
Karar Verdim / Aylın Aslım
Sanane Kime Ne / Nilüfer
Masum Değiliz / Şebnem Ferah
Kibritçi Kız / Şevval Sam
Sil Baştan / Rojin
Ve Tanri Aşkı Yarattı / Ayten Alpman
Qumrike / Aynur Haşhaş
Dünden Sonra Yarından Önce / Funda Arar
.............................................................
.............................................................
.............................................................
.............................................................
.............................................................
her ne kadar doğan grubu yayın organlarının bir projesi olarak düşünüldüğünde insanı huzursuz etse de bence destek veren insanlar ve projenin amacı çok hoş...
destek olalım.
24 Kasım 2008 Pazartesi
galibiyet primi porno film
Danimarka 1. Ligi takımlarından FC Kopenhag'ın sponsoru BN Agentur, takımın aldığı her galibiyet sonrası futbolculara piyasaya en son çıkan porno filmlerden 2'şer adet hediye ediyor.
Danimarka'nın BT gazetesi, FC Kopenhaglı oyuncuların bu durumdan oldukça memnun olduğunu ve bu prim sonrası daha iyi oynadıklarını yazdı. FC Kopenhag, ligde, lider Odense'nin 1 puan gerisinde 2. sırada bulunuyor.
BN Agentur'un sözcüsü Peter Jensen de gazeteye yaptığı açıklamada, uygulamadan oyuncuların çok memnun olduğunu belirterek, ''Futbolcuların hemen etkilendiklerini araştıramayız, ama bu uygulamayı devam ettireceğiz. 5 yıl önce FC Kopenhag Kulübü, basının baskısıyla bizimle olan kontratlarını sona erdirmek istemişti, ama görülüyor ki bizim sponsorluğumuz işe yarıyor'' dedi.
bizim topçulara da böyle bir prim lazım galiba.
özellikle deplasman maçları için.
sayın sezgin bunu bir değerlendirsin derim ben :)
23 Kasım 2008 Pazar
çünkü mesela yani
kafam bozuk yine , canım da epey sıkılıyor.
bugün cumartesi değil mi ? açayım biraz kingodisco seyredeyim diyorum.
okan bey yine memleketin en güzide sanatçılarını çağırmış programına.
helin avşar , gökhan özen falan. bayılıyoruz zaten ikisine de !
televizyonu kapatıp film izleyeyim diyorum neden sonra ondan da vazgeçiyorum.
şimdi kim dikkatini toplayacak da film izleyecek.
uykumu getirsin diye mecburen kingodisco izlemeye devam ediyorum.
salak bir hatun çıkıyor gökhan bana öpücük yollasın diyor medya arkası falan filan izliyorum.
sonra helin avşar kişisine başbakan olsa ne gibi icraatlar içerisinde olacağı soruluyor(neden soruluyo bilmiyorum)
ablam da belliki ezberlemiş birşeyler geveliyor dış borç vs vs diye.
sonra ablam birden ne söyleyeceğini unutuyor galiba ve birden şöyle bir cümle kurmaya başlıyor.
çünkü , mesela , yani , demek istediğim....
gayet okkalı bir küfür sallıyorum yatağımdan hem kendime , hem helin ablama ,okana, bu sisteme ota boka vs vs...
daha fazla dayanamıyorum kapatyorum televizyonu.
yazının başında bahsetmiş olduğum can sıkıntısından ve uykumun gelmemesinden dolayı bizim bir blogumuz olacaktı gidip karalıyalım gördüklerimizi diyorum ve işte mutlu son...
yazıyı bitirdikten sonra uykum gelene kadar aldığım nefesleri saymaya başlıyorum.
şu anda yapacak daha yararlı bir çalışma göremiyorum.
şu anda sayıyorum 38.39.40.41.42
iyi geceler mutlu yarınlar...
edit yapıyorum : uykum gelmedi ve nefes saymaya devam ediyorum.
bu arada sevgili blogum saati 16:14 gösteriyor.
nasıl düzelteceğimi merak ediyorum.
bugün cumartesi değil mi ? açayım biraz kingodisco seyredeyim diyorum.
okan bey yine memleketin en güzide sanatçılarını çağırmış programına.
helin avşar , gökhan özen falan. bayılıyoruz zaten ikisine de !
televizyonu kapatıp film izleyeyim diyorum neden sonra ondan da vazgeçiyorum.
şimdi kim dikkatini toplayacak da film izleyecek.
uykumu getirsin diye mecburen kingodisco izlemeye devam ediyorum.
salak bir hatun çıkıyor gökhan bana öpücük yollasın diyor medya arkası falan filan izliyorum.
sonra helin avşar kişisine başbakan olsa ne gibi icraatlar içerisinde olacağı soruluyor(neden soruluyo bilmiyorum)
ablam da belliki ezberlemiş birşeyler geveliyor dış borç vs vs diye.
sonra ablam birden ne söyleyeceğini unutuyor galiba ve birden şöyle bir cümle kurmaya başlıyor.
çünkü , mesela , yani , demek istediğim....
gayet okkalı bir küfür sallıyorum yatağımdan hem kendime , hem helin ablama ,okana, bu sisteme ota boka vs vs...
daha fazla dayanamıyorum kapatyorum televizyonu.
yazının başında bahsetmiş olduğum can sıkıntısından ve uykumun gelmemesinden dolayı bizim bir blogumuz olacaktı gidip karalıyalım gördüklerimizi diyorum ve işte mutlu son...
yazıyı bitirdikten sonra uykum gelene kadar aldığım nefesleri saymaya başlıyorum.
şu anda yapacak daha yararlı bir çalışma göremiyorum.
şu anda sayıyorum 38.39.40.41.42
iyi geceler mutlu yarınlar...
edit yapıyorum : uykum gelmedi ve nefes saymaya devam ediyorum.
bu arada sevgili blogum saati 16:14 gösteriyor.
nasıl düzelteceğimi merak ediyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)